Son dönemlerde iyi diziler yapılıyor. Hepsi olmasa da güçlü yapım şirketlerin maliyeti küçük olmayan yapımları hemen anlaşılıyor.

Bunları izlerken fark etmemek mümkün değil. Bunların kimisi beni bile ekranın başına dikiyor.

 

Para dökülmüş gösterişli mekanlar, güzel ve bilinçli kostüm ve giysiler, aksesuarlar ve zengin oyuncu kadrosuyla bazı diziler hemen

öne çıkıyor. Hatta hikayesi basit olanların bile işleniş ve yorumlanış şekli iyi kadrolar ve para gücü ile keyifle izlenebilir hale getirilebiliyor artık.

Başarılı unsurlardan biri olan dizilerdeki giysi tasarımı göz doldururken hikayeye ve reytinge büyük katkılarda bulunuyor. Birkaç yapımda

Durum böyle olunca bir ‘dizi modası’ kavramı oluşuyor adeta.

 

Oyunculara giydirilen şık elbiseler, özenle çalışılmış ceketler, pantolonlar, kusursuz gibi duran oturuş ve işçilik hem diziyi zevkle izlenir

hale getiriyor hem de kalite çıtasını artırıyor.  Doğru ayakkabı, doğru çanta, doğru takılar, modaya ve konuya uygun çizgi stil çalışmasının

başarısı anlamına geliyor. İyi ve yeterli bir kadro oluşturabilmiş yapım şirketi anlamına geliyor.

 

Bazı dizilerde ve filmlerdeki bu başarıyı kutlamak gerekiyor. Ben bunlara ‘saygılı işler’ diyorum….

Saygılı işler zeka gerektirir, doğruluk ve uygunluk gerektirir, hız ve çaba gerektirir ve ciddi bir ekip çalışması gerektirir, kalite gerektirir.

Özellikle dönem çalışması ise gerçek bir araştırma, bilgi ve çalışkanlık gerektirir. Dönem çalışmasının zorluğu bir yana; güncel (günümüzü

işleyen) çalışmaların da oldukça özenli olması gerekiyor.

 

Sahnelerin devamlılığı başlıbaşına bir dikkat konusuyken, sahnenin duygusuna ve amacına uygun etki ve görünümü sağlayan giysileri

tasarlamak, doğru duyguyu doğru şekilde verebilmek nerdeyse oyunculuk kadar oyuncunun üzerindeki giysiyle de ilgilidir. Örneğin

aksiyon sahnelerinde duruma göre aktif çizgilerde ve hareketi engellemeyecek giysiler düzenlenmiş olmalı. Rolü silik olan oyuncunun

giysi çizgisi, özel olarak gerekmiyorsa onu parlatan şekilde olmamalı, diğer rol kategorileri içerisinde dengeli etkide olmalıdır. Bu yolla

örneğin silik karakter bilinçli olarak adım adım parlatılarak ön plana çıkarılabilir. Bunu tüm unsurlarla (saç, makyaj, renk, çizgi, kalıp, kumaş,

takı, aksesuar vb) doğru sunabilmek tam tamına ve kısaca ‘yapım başarısı’ demektir.

 

Hatta kimi güncel dizilerde özgün giysi ve kostümler görmek sevindiriyor.  Bunların bazılarını daha sonra mağazalarda yorumlanmış olarak

Görmek ülkemizde yeni gelişen bir trendi işaret ediyor : dizi modası.

 

İzleyicinin ekrandaki bir sahnede beğendiği bir giysiye ulaşabilmesini sağlamak, yeni bir satış türünü de oluşturarak ticarete olumlu

dokunuşlar sağlıyor. Bunu deneyen markalar başarılı sonuçlar elde ettiler. Şuurlu hazırlanmış yapımların takipçiliği yalnızca izlemekten

ibaret olmadığını keşfeden firmalar koleksiyonlarına bu yönde rünler serpiştiriyorlar artık.  Neyseki bir dönem Aşk-ı Memnu dizisinni Bihter

karakterindeki Beren Saat’in, annesinin giysilerini giymiş kız çocuğu etkisindeki görünümden günümüze ve daha şuurlu efektler noktasına

gelebildik. Artık iyi yapımlarda oyuncular daha uygun ve daha gerçek görünüyorlar. Çünkü artık, meselenin yalnızca ‘şık’ ve ‘zengin’

etkisi vermek olmadığını, çok daha ötesi olduğunu biliyoruz.

 

Ne güzelki; artık ‘Paramparça’, ‘Cesur ve Güzel’, ‘İçerde’, ‘İstanbullu Gelin’, ‘Vatanım Sensin’ gibi dizilerimiz var. Bu ve bunun gibi

çalışmaları gerçekleştirenlerin tümünün ellerine ve zihinlerine sağlık.